29 Ocak 2008 Salı

HER YERDE KAR VAR / KALBİM SENİN BU GECE

Kulağın çınlasın nilüfer.
evet yine istanbul kar altında.ama eminim yarın kalkar bu kar.
istanbul'un karı ne olacak ki.
Belki buz olur birileri düşer vs.
Gazetelerde bir şey yok gene.
Türban paketi tamammış.
Hayret MHP ve DP destek veriyor.Aslında şaşmamak lazım.
Bu coğrafyanın insanı dinle kavga edilmesini sevmiyor.
Ahmet altanın dediği gibi.
Akşamları rakısını da içer bayramda namazına da gider.Ve buna asla ve asla karışılmasını istemez.Bizim ülkeye şeriat asla gelemez çünkü biz herşeyin light olanını severiz demişti.
Gerçekten doğru.
Bizim milleti fetva kurtarır takvayla işi olmaz.
bu türbandan sebep gene ortalığı karıştırmasalar bari.Suikast,cinayet,fail-i meçhul ne ararsan artık.
Valla zaten esnafın tacirin keyfi yok.Fazla bulandırmasalar iyi olur.

ALLAH HAYIRLISINI VERSİN EFENDİM.

28 Ocak 2008 Pazartesi

HAYBEDEN GERÇEKÜSTÜ BİR HAFTA SONU

Cmt günü müşavirimizle hesap mutabakatı yaptık.saat 4 gibi evdeydim
Yanımda da patronun laptopu :) hafta sonu için almıştım cd izlemek maksadıyla.
Eve gelir gelmez annemleri aradım biz geliyoruz diye.
Sağolsun ablam hemen bize elmalı turta yapmış.Yemeğimizi yedik,çayımızı içtik,kardeşimin gidişatını gördükten sonra ayaklandık,malum eve de zaman kalsın laptop bizi bekliyor.Annem benim için bir kg aşure saklamış.Onuda zulamıza alıp yallah...
Küplüce de cd kiraladığım bir yer var.Kaydım kuydum duruyordu.Ordan 2 tane cd kiraladık.Cdlerin hepsi orjinal.O yüzden izlemek keyifli.Ödün kopmuyor en güzel yerinde takılırmı acaba diye :)
Neyse biz haybeden gerçeküstü aşklar ile deli yürek bumerang cehennemini aldık.


ben yılmaz erdoğan ve demet akbağ'ın performansını beğendim.En çok beğendiğim ise nasıl bu kadar güzel yansıtabildikleri ilişkileri,evrelerini.
Gerçekten şiddetle tavsiye ederim.Hem çok gülüp hemde çok eğleniyorsunuz.Zaten ben demet akbağ'ı çok beğenirim.YIlmaz erdoğan da hakikaten yazıyor.
Burası Mezopotamya, bu topraklarda kavga tarihle yaşıt. İnsanlık tarihinde ilk kan burada döküldü. Hem de kardeş kanı: Kabil'in Habil'i öldürdüğü topraklardır Mezopotamya... Tarihin ilk terör örgütü "Sincarii" milattan sonra 55-60 yıllarında Ortadoğu'da, Mezopotamya'da kuruldu.
Yüzyıllar sonra PKK tarihin en kanlı terör örgütü olarak eylemlerini bu coğrafyada yaptı. 30.000 insanımız öldü. Hizbullah yine bu coğrafyada, bu şehirlerde en vahşi cinayetlerini işledi. Yabancı gizli servisler bu terör koridorinda cirit attı.


Bu iki cdyi cumartesi akşam izledik yattığımızda saat 4e geliyordu.

Ertesi günde cinderella man'i izledik.


küllerinden doğan insanların hikayeleri beni çok etkiler.
Film gerçekten güzeldi.Etkilendim.Yokluk,sorumluluk,hastalık,evladlar,boks tutkusu,herşeye rağmen aşk.
tavsiye ederim.
Kocayla film izlemek gerçekten çok güzel :) çayımızla,tatlımızla,arada yorumlarımızla.
Hafta sonu güzeldi elhamdülillah.







24 Ocak 2008 Perşembe

DEVLET DAİRELERİ !!!!!!!

Deminden beri ssk ihtiyarlık şubesini arıyorum.
Düşürene aşk olsun.
Otomatiğe bağladım nihayet düştü.
Bu seferde dahili hiç bir numara cevap vermiyor.
E haliyle hattan düşüyorsunuz.
Bu ,sinir sisteminiz ne kadar el veriryorsa o kadar tekrar ediyor ve sonunda tabi ki siz yani hizmet almak isteyen vatandaş bu psikolojik savaşa yeniliyor ve bu savaşı, telefonu açmayan sizin işinizi yapan "memur"a gıyabında bildiğiniz bütün "hayır"lı duaları ederek bitiriyorsunuz.
Aslında oradaki manzarayı çok iyi tahmin ediyorum.
Çiftlik işte devlet daireleri çiftliiiiiik.
Milyonlarca insan da bu çiftlikten yararlanmak için haliyle kpss ye hücum ediyor.Niye etmesinki?
Herkes akıllıda bir o mu manyak,enayi?
Vaktiyle 600.000 sahte emekli yakalanıpda cezalandırıldığında babam demişti ki :aklım almıyor o kadar insanın parasını devlet nasıl verdi boşu boşuna ,bu devlet nasıl batmıyor?
Evet bu kadar çiftliğe rağmen nasıl batmıyor gerçekten bu devlet.
Sırf maaş promosyonları bile milyon ytl tutuyor düşünün.
Yani nekadar büyük bir çiftlik olduğunu ve ne paralar yendiğini.
Merak ediyorum insan milyon ytl yi nasıl yer ki?
Hadi haramdan geçtim.O biraz mezhep olayı.
Hakeza askeriye.
Malum hala savaş var kuzey ırakda ve bu yüzden şu an ekonomi bombok.Bütün para amerikadan,israilden helikopter vs almaya gitti.
Sanki çok az gidiyordu para askeriyeye.
Ahmet altan,perihan mağden az bile yazıyorlar gerçekten.
Okadar parayı yıllardır al hala termal kameran çalışmasın,baskında 19 yaşında vatan evladını şehit et.
Hey gidi yavrum hey.
Hoş bu durum heryerde var.
Mezhepsiz,şerefsiz,haramzadeler her yerde.
3 e aldığını devlete 5 e sat.Ondan sonra o aradaki parayı evladına yedir.o evlattan ne beklersinki o da babası gibi haramzade olacak.
Kafam yeni yeni basmaya başlıyor.Bu devleti hortumlayan gerçekten ya dinsiz imansız yada haysiyetsiz olacak.
nerden nereye geldi mevzu.Demekki doluymuşum.
Ben anlamam kardeşim maaş aldığın yere hakkını vereceksin.Hele ki bu maaşı başkalarının vergisinden yani cebinden alıyorsan o vatandaşın işini bırak nemrut suratla koşa koşa yapman lazım.
Yapmıyorsan,yapamıyorsan hiç kusura bakma ama o zaman ziktir git o yerden.senin yerine onu layığıyla yapacak bir dünya insan var bu ülkede.
Ama yok biz ballı bir yere kapağı attık mı imkan yok ordan ayrılmayız.gebeririz gene gitmeyiz.
Örnek baykal.Adamın suratına diyorlar git hala gitmiyor ya.
japonya başbakanı ishal olmuş ve gününün büyük bir bölümünü tuvalette geçirmek zorunda kalmış haliyle ve o adam istifa etmiş.Ben verimli olamadım diye.Hakkım yok o yeri gasp etmeye.
Ya insanın hafsalası almıyor vallahi.Bunu diyen budist bir japon ve haber çok eski değil geçen ay okudm
Ne kadar şerefli ne kadar haysiyetli bir davranış.
Tembellik,kısa yoldan para kazanmak,sahtekarlık bizim genlerimizde var kim ne derse desin.
Nereye gidersek gidelim bu nezih! alışkanlıklarımızı da götürüyoruz.
Maalesef...
Ve bakıyorum gazetelere insanla dalga geçer gibi.
Kimi okuldaki mescide takmış kafayı,kimi türbana,ergenekon destanımız yazılacak birkaç gün sonra.Derin devletimiz su yüzüne çıktı.Derinliğe bak sen, enselendiler :) saçma sapan haberler.
Gerçekten evde tv olmaması bazen beni çok mutlu ediyor ,olsa mutlaka haber izliycez ve mutlaka asabım bozulacak.Hiç değilse beynimi,moralimi koruyorum bunlardan.
Neyse benden paydos.
Bu kadar siyaset yeter.

23 Ocak 2008 Çarşamba

VELEV Kİ HASTAYIM :)

Evet yine hastayım.
Ama bu seferki biraz değişik.
Dişlerim kaşınıyor.Elime de gelmiyor ki şöyle bir temiz ufalayayım :)
Dişleri kaşınan bebekleri ne kadar da anlıyorum şimdi.
Dün nerede ise ağlayacaktım sinirden.
2008 benim kaşıntı yılım olacak :)
Bacak ve kollarımdaki kaşıntılar stresten çıktı.Krem verdi doktor birde ilac.
Allahın izniyle geçmeye başladı.
Bu seferde diş kaşıntısı.
Kaşınmak çok kötü birşey :((
Hastalık başlangıcında ilac aldım hemen.Sağolsun oda tıkadı burnumu.
Salya sümük akmıyor ama burnumdan konuşuyorum.Hangisi daha iyi çözemedim.
İşyerinde elimde ayna burnumdaki sarkıt ve dikitleri kontrol etmekle geçmiyor günüm ama bu seferde telefondakine neden sesimin "okşan" kıvamında olduğunu anlatmam gerekiyor :)
Aslında ben bu ses tonumu severim.Daha karizmatik oluyor :) normal sesim cırcır böceği gibi.
Geçen ali abi videoya aldı bizi.Aman allahım tek sesi çıkan ben ve ses bir facia :(
Kral fm dj leri gibi.Ağzımda sanki bir sakız.Ağzımı aça aça konuşuyorum.Ve en kötüsü efektte bir kahkaha sesi.Oda benden çıkıyor :((
Bu bakımdan bu sesim gayet iyi.
aman da şahlanıyor aman
kolbaşının kııııır atıııı gibi hasan mutlucan edasında türkü bile attırıveririm.

Gazetelerde yine pek bir haber yok.
Başka derdimiz yok anasını satayım herkes türbanı yazmış.
Velev ki başka derdimiz olmasın yine bu yasaklarımı konuşmamız lazım :))))
Evet yeni esprimiz velev ki..
Aslında iyi oluyor.Moda oluyor,espri oluyor vs kelime haznesi genişler insanımızın.
Hoş bizim insanımızın haznesi ne kadar onu da tartışmak lazım.
Neyse bu kadar çalçene yeter.
Bu lafların ne mala ne de davara faydası var.
Ulan bu karı milleti.Hastayım hala çenem çalışıyor :)))




21 Ocak 2008 Pazartesi

"OL"DER VE OLUR

Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı, ülkenin dinî konulardaki tek yetkili mercii diyor ki: 'Örtü, İslam dininin bir gereği ve emridir.' Elif'i görse mertek zannedecek yazar-çizer, din alerjisti takımı ise, 'yok efendim Kur'an'da örtünme yok' diyor hâlâ! Aslında Kur'an'da olan diğer şeyleri de hatırlatıp büsbütün alaşağı etmek mümkün bu zihniyeti. O zaman utanmadan 'Hadi Kur'an'ı tartışalım' diyebiliyorlar. Bir dine inanan kişinin o dinin kitabını tartışmayacağını, bir dine inanmanın o kitabın kabulüyle başladığından bile habersizler, ne diyelim.

Mümin, iman etmiş kişidir. Allah'a ve onun dediklerine iman eder. Hoşuna gitse de gitmese de Allah'ın her dediğini başla göz üstüne kabul eder. Andıç medyası aksini savunuyor, konforları bozuluyor, işlerine gelmiyor diye -haşa- yamultmaya, bozmaya kalkışmaz kalkışamaz.
Kendileri köşelerinde, barlarında, pavyonlarında, kulelerinde tartışıp küçümseyebilirler. Ki Kutsal Kitap'ta bu tiplerden de bahsedildiğini biliyoruz. Gizli gizli köşelerinde Allah'ı ve ayetlerini küçümseyip, kamuya çıktıklarında 'yok canım biz de inanıyoruz ama' diyenlerden bahsedilir Kutsal Kitab'ımızda.

Şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor:

Siz örtülü kadınlara Sümerlerdeki bilmem kimler gibi(fahişe) bakabilirsiniz. O sizin içinizin rengiyle ilgili bir şeydir. Size göre Kur'an-ı Kerim'de örtünme de olmayabilir. Oruç da, namaz da... Kimse size bir şey diyemez, elbette Allah bunlar için de bir randevu vermiştir size. Günü gelince tartışır mısınız, başka bir şey mi yaparsınız bilemeyiz. Ama başkasından kendi inandığınız -ya da inanmadığınız- gibi davranmasını bekleyemezsiniz. Bu hiçbir zaman olmadı ve olmayacak, artık anlamanız lazım.

Bir şeyi daha anlamanız lazım: İnanan insan tartışmaz. Allah kelamını, emrini tartışmaz. Onun kutsal kitabının emri gereği, düşünür, akleder, fikir çıkarır ancak tartışmaz. Zira O, 'ol' der ve 'olur'! Bu kadar...

18 Ocak 2008 Cuma

YİNE BİR CUMA VAKTİ

Ocak ayını da çatır çatır yiyoruz maşallah.
Yarısı bitti.Daha dün yeni yıl teranelerini yazıyorduk.
Yarın da yazarız ay inş 2009 güzel geçer diye :)
Dün akşam arkadaşımla konuştuk telefonda.Bana uyarı yaptı fazla siyasete girme.Alimallah bir halt olursa seni karakollardan toplamayalım diye :)
Hoş alışmadık don g.tte durmaz hesabı bugünde gazetelerin alayı türbanı yazmış başka yazacak bir halt yokya babında birşeyler yazacaktım ama kalsın.
Zaten köşe yazarları da eski yazılarını kopyalamış vermişler.
Ben bundan sonra çiçek böcek yazıları yazacağım dedim demesine ama ben ne çiçek severim ne de böcek :)
Geçen yaz annemden 5 saksı çiçek çaldım.Garibimler can çekişiyorlar.
Annem korkuttu çok sulayıp çürütme diye
E ben ne yaptım.Hiç dökmedim,kurudular :)))
Ama yok bunlar benim gibi biraz arsız çiçekler.
Ne yaparsam yapayım ölmüyorlar :)
Bana inat maşallah büyüyorlar.
Sardunya,sakız sardunyası birde aslan ağzım var.Salonda da adını bilmediğim 2 tür çiçek.
Bir de radif isminde bir çiçeğim var :) ama ona bakıyorum allah var şimdi.
Her gün büyüyor enine doğru :))) hem onun bakımı daha zor.
su,güneş,ışık vs istemiyor ona sadece enerji lazım,mutlu olduğuna dair yaydığın ışık.Onu hissettiği anda kuduruyor maşallah çiçek :)
Dün evde kek olduğu halde duramadım portakallı kurabiye yaptım.
İktisad çalışmam lazım bu yüzden şeytan dürttü çaya yetiştirdim.
Güzel oldu.Fotograf makinem olmadığı için çekemedim
Bilgisayarsız,makinesiz ne güzel blog yazıyorum valla :)
Hayırlı cumalar....

16 Ocak 2008 Çarşamba

VAY BENİM MEMLEKETİM

Güne politik başladık.
Gelen müşterilerle gündemi konuştuk.Ee iş olmayınca konu memleket meselesi olur zaten
Hele birde iş yok,para yok,moral yok ise.İşte ozaman konular biraz daha sert oluyor.
Boyabattan gelen bir öğretmen emeklisi müşterimiz var.
Merkez bankası ne arıyor istanbul'da diyor?
O parayla bor madeni işletecek fabrika kurulurmuş.....-herşey bu kadar basitti zaten-
O kadar insan gelecekmiş istanbul'a.Merkez bankasının kurulduğu yer değerlenecek ve haliyle o yerler rant olacakmış.
Zaten amerika bize izin vermiyormuş.Yoksa biz çok ulu bir milletmişiz.İyi bir öndere ihtiyacımız varmış.Dünyaya hükmedermişiz falan filan :))
Yok savaşta neden israil uçakları alınmamışta kiralanmış ?
Elin masonuna neden para yediriliyormuş.
Tayyip bush'a biraz yan baksa akşama alaşağı edilirmiş....
Yani böyle türlü türlü komplo ve hamaset hikayeleri dinledim sabah sabah.
Bizim küçük insancıklarımızın bu kadar kafası çalışıyorda siyasetle ilgilenen insanların bu kadarına akılları basmayacak mı?
Şayet basıyor ise neden bu anlatılanlar insanın içini karartmaya yetiyor?
Beni ve benim türevlerimi ilgilendiren tek şey ise "ne zaman borçlarımız bitecek?"
Kardeşimin işleri ne zaman açılacak?
Babamın emekli maaşı neden hala bağlanmadı?
Aralık ayı maaşlarını hala neden ödemiyor patronlarım?
Neden boyuna kilo alıyorum :)?
Neden işlerin kötü olması ZAM ayımıza denk geldi? Neden neden neden :)))
Bu kadar bardağın boş tarafını görmek yeter biraz da dolu tarafına bakalım :)
Gözümün aydınlığı bir kocam var en başta :))
Her ne kadar bu ay sıkışık da olsalar iyi maaşlı,kendi düdüğümün öttüğü bir işim var :))
Annem ve babam sağ ve allaha şükür sağlıkları iyi :)
Sağlığım yerinde.Kaşıntılarım hariç.Ahan bu günde doktora gidiyorum.
Dünya tatlısı bir yeğenim var :))
İçime sinen güzel bir evim :)
Aramasak bile aklımıza düştüğümüz arkadaşım var.
Daha ne olsun ülen :))
Elhamdülillah ala külli hal.
Kocamla hep tekrar ettiğimiz sloganımız.
HER ŞEY DAHA GÜZEL OLACAK İNŞALLAH....

14 Ocak 2008 Pazartesi

HAYDİ GEL AMA BİZİMLE OLMA :)


NTV deki haydi gel bizimle ol programını youtube da dinledim.
Ablamla kritiğini yapmıştık.İzleyeyim dedim.
Cemil ipekçi yi merak ediyordum.İzlediğime değdi diyebilirim.
3 tane cadoloz karı:) aysun kayacıyı saymıyorum bile :)
Müjde ar takdirlik.Çiğdem anat beni sinir ediyor.
Zaten müjdeyi kıskanıyor çiğdem anat.Pınar Kür ise allahım tam 68 kuşağı eski tüfek solculardan.
Bunlar birbirleriyle konuşuyor tabi.
ama kimse kimseyi dinlemiyor :) tam kadınlar hamamı.
Konu taksim faciası :(
Hani bir grup ergen hanzo turist kızları taciz ettilerdi ya
Rezillik.Cehalet.Aymazlık.Vs vs ne denirse az.
Bunlar ordan konuya başladılar pınar kür ille konuyu islama getirecek.kıvranıyor.Müjdeye dikkat ediyorum programında.
Çok aklı başında bir kadın ve gerçekten boş değil.
Tabi hükümete de her vesile ile bindirdiler.
Cemil ipekçi çok hoş konuştu.
Ne garip eşinsel bir adam türbanı savundu.Daha doğrusu onun savunduğu özgürlükler.
Kendisinin de çok ihtiyacı olduğundan.
Neyse izlemek iyi oluyor böyle arada iyileri seçip.
Resimi bir blogdan aldım.
Çok hoşuma gitti.
Taciz 57 ytl ne ki.
19 paket sigara parası.19 gunluk sigara ihtiyacını ertele ve önüne çıkan yabancı kızları taciz et.
Hoş zaten ordaki mantık turist kızlar zaten yollu ya :(
Yazık ya bu milletin çocuklarına.
Allah ıslah etsin.

11 Ocak 2008 Cuma

MÜBAREK CUMA VAKTİ

Annemin cuma sohbetleri olurdu.
Ben daha iş ararken denk gelirdim.
Tam cuma vakti.Yani cemaat namaz kılarken bunlarda kur'an okurlardı.
Hala daha yapıyorlar.
Cuma süresi okunurdu.Belli duraklarda durulup dua edilirdi.
Cuma günü,cuma vakti,cuma süresindeki hikmetli yerlerde dua edilmesi-Allahu alem-çok makbul olurmuş.
Bende çalışırken dahi bu vakitlerde cuma süresi okurum.
En azından yapamasam da tesbih çekerim o vakitte.
O vaktin ağırlığı var bilinç altımda.
Hakeza yemek falan yiyorsam bırakırım,internette gezmem.
zaten bende şöyle bir takıntı var.
Özel gün ve gecelerde ve dahi özel vakitlerde hep tedirgin olurum.
Hani hakkını verememek.
Körolasın emi başaklık :)
Mükemmel geçirmek istemek.
Örneğin kadir gecesi.stresten -o geceyi ihya edememe stresinden -yapacağımıda yapamam :(
Çok uyuya kaldığımı bilirim.Yatsıyı kılmadan yatarım ki gece kalkayım.Yatış o yatış :)
Güya daha iyi geçirmek için gece namazı kılcam ama yatsıyı bile kılamadan yattığım çok olmuştur.
Tipik zehra vak'ası :)
Hava güzel bugün.Işıl ışıl.
Ama tabi cuma günü aynı zamanda tahsilat günüdür.
Çoğu işyeri şuan can çekişiyor.
Piyasa hakikaten kötü.Bir nevi kriz var.
Para yok.Nakit sıkıntısı.Tek bizim işyeri de değil.Her gelen AKP ye bindiriyor valla :)
Allah hayırlısını versin.
Hakkaten yani hakkaten kötü :)

9 Ocak 2008 Çarşamba

NE YAZACAKTIM BEN YAV!

Canım birşeyler yazmak istediğinde,hevesli hevesli bilgisayarın başına geçtiğimde ve bloga girmeye çalıştığımda anlıyorum ki zehra sen gene heveslendin ve gene sinir olacaksın.
Netekim ilk, internet izin vermez.
Aynı ağ üzerinde olduğu halde ufak patronun interneti varkene benimki yer ile yeksan olur.
Hadi zorla girdik diyelim kafamda yazacağım metne uygun bir resim bulayım derim ve google bir anda kurur.
Hadi onu da geçtim resimsiz olsun kafir.
Bu sefer sabahtan beri susan telefon bir anda heyecanlı heyecanlı çalar da çalar.
Ve ben yazma hevesi piç edilmiş bir blog sahibi olarak dilimde herşeye ama herşeye karşı bir sitem!-siz bunu küfür anlayın-
Zaten bugün iyi başlamadı.daha doğrusu hafta iyi başlamadı.
Ama neyse.İ
lk defa değil nasıl olsa.
Mağdure bacı herşeyin üstesinden gelecek.
Ama herşeyin.
İnşallah
Şuan alt dudağımda evlenmeden az önce benim vücudumu mesken tutan bir uçuk virüsünden teşekkül bir uçuk var.
Güya geçen seferde 15 ytl verip uçuk kremi almıştım doktor izniyle.
ssk karşılamıyordu o kadar güçlü yani.
Dün sabah çıktı dünden beri sürüyorum ama bu sabah daha çok yayılmış bir vaziyetteydi.
Görüntüsü zaten ofsayt.
Salyam alt dudağımdan akmışda ucunda toplanmış gibi.
Bembeyaz bir krem.
Kremlerden nefret ederim.
Ama istisnasız heryerimin tıbbi kremi var.
İstisnasız hemde :)
Gariptir yaklaşık yarım senedir kaşıntılarım vardır.Kolumda ve bacağımda.Uçuk çıktığından beri kaşınmıyorum.
Vücudumda enteresan bir harp var. ve sanırım uçuk hepsinin ağzına etti :)
Zonklaması,kaşınması ve yanması olmasa görüntümden yana pek dertli eğilim aslında.
Ben doğduğumdan beri görüntümle aram yok yani.
Ne iyi ne kötü.
Uğraşmadım.Uğraşmadığım için alışmadım.Alışmadığım için de artık istesemde uğraşamıyorum.
Ama kaderin bir cilvesi koca tam tersi.Adamın gezegeni venüs.
Derdine yansın ne diyeyim.Hoş belki yıllar sonra ben derdime yanıcam orasıda bu dünyada sır....
Ellerim ve ayaklarım ısınmadı bugün.
Haliyle içimde üşüyor.
Dün ablama ziyarete gittik.Kuzende geldi kocasıyla.Güzeldi.
Çocuk dünyasına takıldım dün.Çok acıklı geldi bana.hem çocukların hem ailelerin hayatı.O dünyanın içinde olmayacağımı hissettim.
Ya da olmak istemediğimi.
Benim ilk önce kendimi tedavi ettirmem gerek :)
İnsanlara güvenebilmem için.En azından çocuk için.
Ya da aile fertleri öldükten sonra.
Soğuk beni yavaş yavaş esir alıyor galiba çunku ne dediğimi pek umursamıyorum :)
Aslında bugün yanımızdaki okula gelen velileri daha doğrusu kadınları,anneleri analız etmek istiyordum.kafamda okadar çok çeşidi var ki bu türün :)
Garibanı,ben okumadım bu okuyacak tavrı içinde olanı,çocuğundan daha fazla popüler olanı,düğüne geliyor havasında olan,eşofmanıyla sabah kahvesi içmeye geldiğini zanneden,çocuğu bir an önce okula atıp yapması gereken püsürükten işine koşanı,bekar hocalara yazılmaya gelen,çocuğunun badigardı olan,ya da çocuğun oyuncağı olan,hocaların dedikodusunu yapmaya gelen,vs vs.
işte bunları tek tek anlatacaktım :)
Ama havam yok.

7 Ocak 2008 Pazartesi

AHMET ALTAN GENE DÖKTÜRMÜŞ.....

“Sen devletten hesap mı soruyorsun,” demiş vali.
Ben bıktım bu devletten.
Kendini devlet sanan, devletin ne olduğunu bilmeyen adamlardan da bıktım.
Öyle yanlış kurmuşlar ki bizim Cumhuriyeti, nereye dönsek bu yanlışlığa çarpıyoruz.
Halk kimin maaşını ödüyorsa, o adam kendini halkın efendisi sanıyor.
Böyle bir çarpıklık gerçekten zor bulunur.
Bizim hesap soracağımız adamlar bizden hesap soruyor.
Bence bizim devlette çalışan herkesi yeniden bir lise eğitimine tabi tutup yurttaşlık derslerine sokmalı.
Sadece Atatürk’ün laflarını önemli zannettiklerinden, derse de Atatürk gibi “Efendiler,” diye başlamalı.
“Efendiler, biz devlete para veriyoruz, size maaşınız o paradan ödeniyor, siz hepiniz bizim memurumuzsunuz.”
Siz olmasanız da biz para kazanabiliriz.
Ama biz olmasak siz aç kalırsınız.
Bir muslukçu, bir fırıncı, bir mühendis, bir doktor, bir madenci dünyanın her yanında ekmeğini kazanır.
Bir vali, bir kaymakam, bir general, kendisine para verecek bir devlet bulamazsa acından ölür.
İlişkimiz bu kadar net.
Siz bize muhtaçsınız.
Biz size muhtaç değiliz.
Cumhuriyet, işte bu apaçık gerçeği saklamak, halkın bunu anlamasını önlemek için örgütlenmiş; devleti ve devletten para alanları yüceltmiş, bütün hukuk sistemini onları koruyacak gibi oluşturmuş.
Bunun için Osmanlı’nın sisteminden de yararlanmış.
Öyle bir hukuk yapısı kurmuş ki devlet memurlarını yargılayamıyorsun.
Bunun için izin alınması gerekiyor.
Sen suç işlersen hemen yargılanıyorsun ama devletten para alan biri suç işlerse, adalet sistemimizin bir devlet memuruna gidip, “müsaade eder misiniz şu sanığı yargılayalım” demesi gerekiyor.
Bizim darbeciler tabii ki bu sisteme bayılmışlar.
Onlar da öyle bir anayasa yapmışlar ki genelkurmay başkanıyla Meclis başkanını yargılayacak bir merci bile yok bu anayasaya göre.
Bir genelkurmay başkanı bir “görev suçu” işlerse hiçbir şekilde yargılanamaz çünkü yasalara göre onu yargılayacak “üst rütbeli” biri gerek, öyle biri de olmadığına göre onu yargılayamazsınız.
Neredeyse devlet dairelerinin kapısına “hukuk buradan içeri giremez” yazmamız gerekecek.
Ya da “hukuk izin almadan buraya giremez” demeliyiz.
Kurdukları devlet bu.
Değiştirmek istemedikleri devlet de bu.
Onun için yeni ve çağdaş bir anayasa hazırlanması onları neredeyse çıldırtıyor.
Çünkü uygar bir anayasamız olursa “hukuk” devletin kapısından içeri girecek.
Gerçi gene tam olarak giremeyecek ama eskiye kıyasla biraz daha fazla girecek.
Ne demiş Bursa Valisi, kaybolan torununun bulunamamasından yakınan ihtiyar adama:
“Sen devletten hesap mı soruyorsun?”
Yanındaki polisi, jandarmasıyla ihtiyar adamı korkutuyor. Yoksa ona, “Evet, bir itirazın mı var,” demesi gerekiyor ihtiyarın ama diyemiyor.
Korkutuyorlar çünkü…
İnsafsızca korkutuyorlar.
Kendilerinin “halktan” daha önemli olduğuna inandırmak için her yolu deniyorlar.
Sizden daha önemli değiller.
Hiç biri sizden daha önemli değil.
Siz onlara muhtaç değilsiniz, onlar size muhtaç.
Onlar sizin memurunuz ve onlardan hesap sorabilirsiniz.
Sormalısınız da.
Çok kızdıkları demokrasi böyle bir şey işte, halkın devletten hesap sorabilmesi, herkesin hukuk önünde eşit olması…
Cumhuriyete hukukun eklenmesi.
İstanbul’un ilk karı yağıyor.
Ben neler yazıyorum.
Bana da lanet…
Ben iri bir kedi gibi gerinerek bir sıcaklığa sokulmak ve bunu anlatmak isterken bana bu yazıyı yazdıran sisteme de lanet.
Taraf Gazetesi, 4 Ocak 2008

BU YILIN İLK PAZARTESİSİ

Dün arkadaşım elif evlendi.Gidemedim.
Dün arkadaşım tuba londra'ya gitti 6 aylığına.Dil öğrenmeye.Vedalaşamadım.
Bu hafta kimileri için çok farklı başlayacak,kimileri içinse dünden hiç farkı olmayacak.
ben pazartesileri seviyorum kardeşim :)
Hem çabuk geçer hemde haftaya başlamış olursun sakince.
Kar kalktı ufaktan.İstanbul'un karı işte.Oyuncak gibi :)
Neyse...
İşe devam.

3 Ocak 2008 Perşembe

BEN BOŞUNA DİKKAT ETMEMİŞİM


Radikal gazetesinde nuray mert'in arşivinde gezerken aysel tuğluk'un bir makalesinin kritiğini yapmışRadikal 2 de yazılar yazmış aysel tuğluk.

Kadın ve kadınlıkla ilgili yazıları muhteşem.

Çok şaşırdım okurken.Biraz ağır bir dili var.
"dağ başındaki bir karakol baskınını, metropolde patlayan bombayı, sınır ötesi operasyonu gerçeğinden soyutlayarak, salt fotoğraf ve kavram düzeyine indiriyor medya. böylece empati yeteneğimiz kanın aktığı, nefeslerin kesildiği, nabızların durduğu yerlerde kaybolup yitiyor, belki de modern medyanın yönlendirdiği, tahakküm ettiği bir oyuncak haline dönüşüyor. oysa gerçek, gabar dağı'nda belki de birbirine onlarca metre uzaklıktaki iki mevzide solumaktadır: biri düzcelidir, babasını ve kız kardeşini 17 ağustos depreminde kaybetmiştir, öğretmen emeklisi annesi gecekonduda yaşamaktadır. askerden önce terzide kalfalık yapıyordur, tezkereden sonra küçük bir atölye kurmayı düşünüyordur... biri patnoslu bir köylü çocuğudur, 93'te köyü yakıldığı vakit ahırda tutuşan hayvanlarının bağırtıları hâlâ kulaklarındadır. bir süre adana'da altyapısı olmayan, köyünden bin beter bir varoşta sivrisineklere emdirmiştir kanını. portakal bahçelerinde 10 milyon yevmiye ile çalışmış, yoksulluk ve sıla özlemi, bir de kimliğinden dolayı aşağılanma dayanılmaz olunca şu an bulunduğu mevziye götüren o uzun yolu kat etmiştir. yalnızca bir an içinde mevzilerinden başlarını uzatıp göz göze geliyorlar, ardından o korkunç refleks işliyor: gez, göz, arpacık... "

ben o kadını zaten çok merak etmiştim.Değişik bir kadındı.

Hadi doğruya doğru karizmatik gelmişti bana.1965 elazığ doğumlu ve hukuk mezunu.

Maalesef pkklı ama :(

Hatta apo köpeğine hayran.ne garip.Hem çok akıllı hemde o embesile hayran.

Neyse.linki aşağıda.


Bu kadını takip etmeye devam.
bu arada ümraniye istanbul'un dağlık kesimi olduğu için burda sabah saatlerinde başlayan kar herşeyin üstünü kapladı.
Ama hiç romantik gelmiyor çunku ellerim ve bir taraflarım hiç ısınmadı:(
eriyen kar ve çamur :(

2 Ocak 2008 Çarşamba

MAL GİBİ YAŞAMAK


Bazen yapmak istediğim şeyleri başkaları yapıp özene bezene anlattıkları zaman nedense bana ateş basıyor :)
Kıskançlık da değil bu.
Farklı bir şey.
Yandaki resmi masa üstüme koyarım bazen.Saatler geçtikce resimden rahatsız olurum.
Hani hiç bir zaman o gemiye (artık her ne ise)binemeyeceğimi,öyle deniz aşırı ülkelere gidemeyeceğimi düşünür,üzülür ve hatta sona doğru sinirlenir resmi değiştiririm.
Garip bir yaratık olduğumdan belkide bu ruh halim böyle.
Halbuki gezmeyi gerçekten çok severim.
Her ne kadar hayatım şu an pause tuşunda basılı olsada :)
Stop tuşuna kadar yolu var :)
Araba sahibi olmayı buyüzden çok istiyorum.Tek düşüncem benzin parası olur.Nereye,nasıl,hava şöyle,vesait böyle vıdı vıdı diye düşünmezsin.Binersin arabaya yallah.Zaten istanbul'un mesire yerlerine gitsen yeter.yada çıkışlarına.
Eşşek gibi çalışırken de olmuyor tabi.Vaktin olmalı gezmek için.
Yoksa ne oralı ne buralı karman çorman üstüne birde yorgunluk veren bir şey olur.
Şimdi yapamıyor olsam da 2 günlük seyahat (gezi-ziyaret her ne boksa) parası cebimde,gideceğim yerler aklımda,hazır ufak bir çanta odada hazır olacak.
Hoş arabayı alırsan nereye sokacaksın.birde böyle nadide bir olay var.her akşam otopark cıngarı çıkarmak bana göre değil.Park yeri kapma stresi.Vergileri.Oktay sinanoğlu hocanın dediği gibi.Arabayı alıyorsan garajını düşüneceksin.neyse...
finansbanktan masa takvimi geldi.bodrum,marmaris vs vs.yatlar,marineler,koylar amanın mayolu avratlar vs.
ulan dedim ben bu takvimi masaya koysam geri o masaya çalışmak için oturamam ki :)
hoş ne yüzme bilirim,ne bir tatil köyüne gitmişliğim var,ne de uçsuz bucaksız bir deniz görmüşlüğüm.hani neyime etkilenmek :)
Yaşasam,aklıma eski anılarım gelse tamam.o da yok.sonra kendi kendime güldüm.Ne diye şeyin kalkıyorsa diye :)))))
Hoş bir ara belim ağrıdı yüzme kursu araştırmışdım.Hatta geçen sene.Fiyatlar,saatler uygundu aslında.Ama en büyük ve güzel sorun bayanlara ayrı ders veren kurs yoktu :)
Kapalı bir kadın iseniz yüzme öğrenmek bir hayal kısaca.Güya istanbul.Herşey elinin altında.
Bu puslu,yağmurlu günde nerden aklıma geldiyse bunlar hayret :)
Sabah ayedaşa gittim.Sayaç yanlış okunmuş.Düzeltme yapmak için.Daha önceden aradım adam gayet rahat son günde gelebilirsin önemli bir şey değil demişti.Zaten olay benim sayacı okumadan gitmemden kaynaklanıyor.Mal gibi ellerim bomboş gittim.Kadın daha sormadan sayacı,benim aklıma geldi ve gelmesiyle kulaklarımın sinirden yanmaya başlaması bir oldu.Nasıl unuttum ben onu diye !
Bazen kendinize inanamazsınız hani,nasıl yaptım,nasıl dedim lan ben onu diye.aynı o vaziyet :)
Evi arayacağım kayınvalıdeler var.hiç değilse okurlar.Bu seferde kontör yok.8 kontörmü ne kaldı.Aradım evi mecbur.E tabi uykudan kalkmış 2 yaşlı insana olayı anlatana,ceb numaramı yazdırana kadar kontörler bitti.2 tane kaldı.
Kocayı çaldırdım üstüste.o da müsait olmaz hiç.Mecburum bir nevi.Zaten bunları yaparken içimden yalvarıyorum biri sataşsada hıncımı alsam diye.neyse olayı anlattım ve o evi aradı.
Tabi birde titiz kayınpederi beklemek var.sayacı bildirecek.ben tam tekrar eve gidiyordumki sayac geldi.
ordan oraya gönderdiler.yok dilekçe yazdım.3 kat.orda bir konuşan meşe.Herife soruyorum yarım ağız cevaplar.zaten bombayım.yok 2 gün sonra gel öde yeni birim fiyatlar belli değil.beni başından atacak.varmı öyle yağma.zaten zehra avını arıyor. :)
zamlı fiyatla zaten faturayı kesmezsin vs derken atıştık biraz.Adam tam cem yılmazlık.
sabah sabah ne diyorsun bağyan dedi :)
dedim uykunu bölmek gibi olmasın ama bizde olmaz dediğin şeyi kendi elemanın yaptı.Babam gelip yapmadı dedim ve çekip gittim :)
ben ne zaman bu bloga bir şeyler yazmaya çalışsam mutlaka gayet boktan ve püsürükten bir iş çıkar.Vaktiyle tartıştığım olmazolasıca bir müşteri vardı.Gene musallet oldu buraya.o adamdan nefret ediyorum tek kelimeyle.sırf o adam yüzünden bu işyerinden ayrılabilirim.maynah herif gene son dakika fatura istedi gene son dakika problemi çıkardı.
Neyse bugün yeterince sinirlendim zaten.Gıcık başım gene hafiften başladı.
eve gitmeye üşeniyorum.hep burda otursam :) ekranın karşısında ve hep yazsam.ve sonra kör olsam :)


1 Ocak 2008 Salı

YILIN İLK GÜNÜ

Sabah yollar,sokaklar bomboştu.
Tatil ya.Herkesler uyuyor :)
İnşaalah sadece uyuyorlardır.Sızmamışlardır.
Yeni bir yıla günahlarla girmemişlerdir.Yeni yılları da o minval üzere olmaması için.
Telefonlar bile çalmıyor.
Gazetelerde okuduğum yazarların hepsi tatilde.Zaten adam gibi haber de yok insan da.
Tatil günleri çalışırsam iş yapmaya niyetimde olmaz hevesim de.Sallanırım.
Halbuki devir işlemlerim var.
Yeni yıl rehavetiyle geldi :)
Her zaman ettiğim bir dua var.İşyerimde masamda,tam karşımda :

ALLAH'IM BİZİ KENDİ İSTEDİĞİMİZ DEĞİL,SENİN HAKKIMIZDA RAZI OLACAĞIN,RIZA VE HOŞNUTLUĞUNU KAZANDIRACAK İŞLERE MUVAFFAK EYLE !

Ne kadar şumüllü bir dua.Duaları çok severim.Herzaman değişik,bam teline dokunacak cümleleri olan dualar arar gözlerim,kulaklarım.
Bulursam da mutlaka kaydederim.Bu da onlardan biri.
Bir teşbih vardır.Dua anahtardır.Doğru kapıya doğru anahtar olursa kapılar açılır.
Allah'ın hoşuna gidecek dualar etmek lazım.