25 Eylül 2013 Çarşamba

MUSTAFA DEDE


Kayınpederim.
68 yaşında.
Altı yıllık geliniyim bir kere öte git lafını duymadım.
Bir kötü söz bile,değil öfkeli,sinirli bir söz dahi duymadım bana karşı.
Elleri kucağında oturdu hep koltukta.
Israrla sevdi tek torununu,he gııız diyerek.
İsteklerini,alınacakları herşeyi karısı vasıtasıyla iletti.
Çok çalışmış.
Cami cemaati heveslisi.
Son bir hevesleri vardı,köye ev yapmak,oturmak,torunuyla gezmek bahçelerde harmanlarda.
Kızımla beni gören köyde;gözyaşlarını tutamıyor.
"dedesi bunun için otları yoldu,gezerken düşmesin diye"
Halbuki göremedi o otlara zaten takılmadı torunu.
Ne güzel koştu eğlendi temizlediği yerlerde.
Tek cümleyle özetliyor herkes onu.
"çok iyiydi"
Bu kadar.
hayata gözlerini  yumdu.
Evet her ölüm erkendir.
Keşke demek şeytana kapı aralamasa ne çok keşke var kayınpederim için.
Keşke her şey bir kaç hafta sonra olsaydı.
İçim acıyor benim bile düşününce.
El kızıyım ama farketmiyor işte yarım kalan heveslerini bilince.
Gidişi de tertemizdi kayınpederimin.
35 gün yıkanmayan hasta tertemiz kokarmı,kokuyor işte.
Evdeki torunu gönderip evine,sessizce gitmek.
Kimseyi kırmadan dökmeden.
Babama ne yapacaksam aynısını yapıyorum arkasından.
Gerçek gelinlik bu aslında.Her aklına geldikçe şehadet göndermek.
Hergün delaili hayratı okuyorum ve sevabını hediye ediyorum.
Haftasına rüyamda gördüm.
Yine sessizce yatıyordu.
Rabbim kabrini nurla doldursun babacım...
Allahım onu rahman ismi şerifinle karşıla.
Amin.