21 Ocak 2008 Pazartesi

"OL"DER VE OLUR

Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı, ülkenin dinî konulardaki tek yetkili mercii diyor ki: 'Örtü, İslam dininin bir gereği ve emridir.' Elif'i görse mertek zannedecek yazar-çizer, din alerjisti takımı ise, 'yok efendim Kur'an'da örtünme yok' diyor hâlâ! Aslında Kur'an'da olan diğer şeyleri de hatırlatıp büsbütün alaşağı etmek mümkün bu zihniyeti. O zaman utanmadan 'Hadi Kur'an'ı tartışalım' diyebiliyorlar. Bir dine inanan kişinin o dinin kitabını tartışmayacağını, bir dine inanmanın o kitabın kabulüyle başladığından bile habersizler, ne diyelim.

Mümin, iman etmiş kişidir. Allah'a ve onun dediklerine iman eder. Hoşuna gitse de gitmese de Allah'ın her dediğini başla göz üstüne kabul eder. Andıç medyası aksini savunuyor, konforları bozuluyor, işlerine gelmiyor diye -haşa- yamultmaya, bozmaya kalkışmaz kalkışamaz.
Kendileri köşelerinde, barlarında, pavyonlarında, kulelerinde tartışıp küçümseyebilirler. Ki Kutsal Kitap'ta bu tiplerden de bahsedildiğini biliyoruz. Gizli gizli köşelerinde Allah'ı ve ayetlerini küçümseyip, kamuya çıktıklarında 'yok canım biz de inanıyoruz ama' diyenlerden bahsedilir Kutsal Kitab'ımızda.

Şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor:

Siz örtülü kadınlara Sümerlerdeki bilmem kimler gibi(fahişe) bakabilirsiniz. O sizin içinizin rengiyle ilgili bir şeydir. Size göre Kur'an-ı Kerim'de örtünme de olmayabilir. Oruç da, namaz da... Kimse size bir şey diyemez, elbette Allah bunlar için de bir randevu vermiştir size. Günü gelince tartışır mısınız, başka bir şey mi yaparsınız bilemeyiz. Ama başkasından kendi inandığınız -ya da inanmadığınız- gibi davranmasını bekleyemezsiniz. Bu hiçbir zaman olmadı ve olmayacak, artık anlamanız lazım.

Bir şeyi daha anlamanız lazım: İnanan insan tartışmaz. Allah kelamını, emrini tartışmaz. Onun kutsal kitabının emri gereği, düşünür, akleder, fikir çıkarır ancak tartışmaz. Zira O, 'ol' der ve 'olur'! Bu kadar...

Hiç yorum yok: