8 Ağustos 2012 Çarşamba

ÜSLUB SORUNUM VAR

Allah'a havale etme işini askıya alıp her şeyin cevabını anında vermeye başlayalı saç beyazlaması ve uyumadan önceki iç hesaplaşmalar bitti. Çevremde adam kalmadı o ayrı tabi.
***
diye bir itiraf var.
son haftalarda kafa yorduğum,yorduğumuz bir mesele olduğu için tevafuk oldu diyelim.
Hocaefendinin bir sözü vardı:"insanları hatalarından dolayı ademe mahkum ederseniz,yeryüzünde kabulleneceğiniz insan kalmaz" diye.
harika ötesi bir tespit.
Ablamla da bunu konuşuyoruz.
yeni çevremde,yakın çevrem,ailemde,arkadaşlarımda hep bu mevzuya tutuluyorum.
düşünüyorum ne yapayım diye.
ben de de var sorun.
üslub sorunum var.
insanlar beni sinirlendirdiğinde,üzdüğünde,kırdığında,onları bozmadan ,itin götüne sokmadan rahat edemiyorum.daha doğrusu geçiştiremiyorum.
onları öyle kabul edemiyorum,görmemezlik yapamıyorum.
e haliyle herkes orospuluğu çok güzel yaptığından ben yapamayınca "öfke kontrolü" sağlayamıyorum.
Daha dün başıma geldi.
biliyorum gülmesi tamamen yalan,canım naber demesi zorlama,arkandan laf edecek o kadar belliki,ediyorlar da.
çünkü en yakın kızkardeşinin arkasından attı tuttu,sonra cepten arayınca canım nerdesin gel bekliyoruz.
şimdi kim inanır senin samimiyetine.
ama işte mesele onu öyle kabul mu edeyim yoksa sepetleyeyim mi.
mesafe koyayım ama nasıl.
hergün görüşebileceğin bir yakınlıkta.
ve ya ailenden de olabilir,akraba ilişkisi mesela.
düşünüyorum böyle insanlarla arkadaşlık kurmak zorundamıyım.
ihtiyacım var mı?
yol verdin mi de etrafında kimse kalmıyor,bilmiş bilmiş oturuyorsun evinde.
e iyi nerde?
herkese nasip olmaz ebubekirler.
var zannediyordum o da yalan oldu.
sonra ayet diyorki bana.zehracım:gerçek dost ve yardımcı olarak Allah yeter"
yalan dünya herkese gerektiği kadar mesafe.
ayarlayamadın mı sıkıntılar,huzursuzluklar,içi içini yemeler başlıyor.
bu konu beynimde taptaze.
bir sonuca varamadım.
yaşım biraz daha geçmeli belkide.
bünyem zorlanmadan kabul edebilecek olgunluğa gelmeli.
kalbim rahatsız olmayacak kadar mutmain olmalı ki,yalan dünyanın yalan arkadaşlığı beni ne mutlu etsin ne de mutsuz.
geldimi sevinme gitti mi üzülme " tepe noktasına daha çok var.
***
bir de aç parantez şunu diyeyim.
bir araştırma vardı;türkiye de her 3 kişiden biri psikolojik tedavi görmeliymiş.
ya kim yaptıysa bu araştırmayı işi gücü rast gitsin.
"ya o niye öyle dedi şimdi?"
" ya boşver onun psikolojik sorunları var,kocayla kötü yok kaynanası var yok bilmem ne"
herkes gerçekten ruhen hasta.
insanımızın kalitesi bozulmuş,dindar dediğin bile bir çuval bok.
ümraniye de otururken ben farketmeden inzivaya çekilmişim,mağaramdan çıktım ama hiç beğenmedim ortamları.