28 Kasım 2007 Çarşamba

İMAM HATİP LİSELİ TEVHİDE !!!!

Gazeteler kompozisyon birincisi olup ödülünü almaya hak kazanan lise talebesi Tevhide'yi anlatmış.
Eksik yazdım lise talebesi değil o.O bir vebalı.O bir asalak.O bir zekası,becerisi önemsenmeyen insan müsveddesi.
Evet O bir İMAM HATİP LİSELİ MAĞDURE çünkü.
TEVHİDE SENİ BURDAN ÇOK ÇOK ÖPÜYORUM.Sen birinci oldun ya, o da yeter be ablacım :)
Bu konuda okadar doluyum ki.
Ben İHL'den 1999 yılında mezun oldum.Yani ilk ÖSS'ye giren bahtsız güruh.
1999-20007.Tam 8 yıl geçmiş üzerinden.Hala daha içime sindiremiyorum İHL'lilere yapılanları.
Katsayı problemi.Başörtüsü.Üvey evlat psikolojisi.
Düşünün yarım puanın sıralamayı binlerce sıra değiştirdiği bir sınavda siz 22 puan geriden başlıyorsunuz.
Hani kıçınızı yırtın gene tercihinizin ilk sırasına giremezsiniz.
Ama diğer embesil,idealsiz,hedefsiz,geniş liseliler ise yayıla yayıla -hatta ek puanla-girerler.
Geçen pazar arkadaşlarla haliyle mevzu gene buraya geldi.Hepimiz liseden grubuz.
Bu kadar insanın- hatta hayata yeni atılacak gencin- VEBALİNi acaba kim ödeyecek.
İşin kötü tarafı hepimiz idealist insanlardık.Hani birimizde canım neresi olursa gireyim maksat kapağı atmak olsun demeyen kızlardık.
Ben 26 yaşımdayım.İnsanın hayatında kırılma noktaları vardır.Benim kırılma noktam ise üniversite eğitimime istediğim yerden,istediğim şekilde başlayamamam.Eğitime bu kadar önem vermeyen insan olsaydım belki bu kadar etkilenmezdim.
İlahi adalet.Ölmeden bekliyorum.Gözlerimle görmek istiyorum bize bunu reva görenlerin içler acısı halini.
Arkadaşımın dediği gibi.Bu işe bilerek,isteyerek imzasını atan herkese öteki tarafta Allah sorsun.Hakkımızı helal etmiyoruz.
Fatma Barbarosoğlu'nun dediği gibi.Bir 5-10 yıl sonra karşımıza iki dil bilen,mesleğini gurbette birinciliklerle elde etmiş,kazanmış,masterlı,doktoralı,kendini geliştirmiş kapalı kızlar çıkacaklar.Onlar İmam Hatip Lisesinde okuyan hakkı yenilen kızlar.
Kapasite bu işte.Nerde olsa kendini belli ediyor.Gittikleri üniversitelerde çift anadal yapanlar,birincilikler istemediğin kadar.
Evet bekleyin bakalım.Gelecek de bir gün gelecek.
Bazılarıda bunu sömürü malzemesi yapıldığını düşünüyor.Hani çalışan kazanır hesabı.Doğru liseyi zor bitirmiş imam hatip liselilerde katsayını kendilerine bahane ederler.Ya da ne bileyim gözü daha lise sırasında kocada olanda söyler bunu.Ama dediğim gibi anlamak isteyen,samimi insanlar anlıyorlar kimlerin gerçekten hakkının yenildiğini.
Besim Tibuk vaktiyle "dünyada insanlar komünist görmeye Türkiye'ye gelecekler" demişya.Ağzına sağlık adamın.
Gün içinde hatırı sayılır gazete köşe yazısı okuyorum.İnsanların artık bu mevzudan da gerçekten sıkıldığını görüyorum.Ben de sıkıldım.Türban,İmam Hatip,AKP vs.
En sonunda Zaman'daki bir yazarın dediği gibi.
Bunların derdi Din-i İslam.Yoksa türbandı yok ihl idi yok namazdı içkiydi hikaye.
Ne garibdir ki hala bu ülkeyi seviyorum.Bu ülkeye sahip çıkmaya çalışıyorum.Bu ülkede ölmek istiyorum.
Her ne kadar bu ülkeyi sahiplenmeye çalışan laikcanlar varsa da bu ülke ben ve benim gibi düşünen insanların vatanıdır.
En azından şu yaşadığımız şehre bir bakın göz ucuyla.Herşeyde,heryerde İslam'ı anlatan,ata yadigarı camiiler,çeşmeler,kabirler,türbeler aklınıza ne gelirse.
Bu miras benim gibi düşünen insanlardan mı kaldı yoksa başörtülüyü kürsüden indirilecek bir yaratık gören zihniyetten mi?
En matah cümledir.Benim anneannemde kapalıydı ama bunlar gibi değil.
İyi de senin ebenle ben aynı yaşta mıyım ki aynı şekilde giyinelim?
Yazın denize sokmazlar kapalıları,layık görmezler.Denize girmesen "aman işte bunlar böyle ne bilsin yüzmeyi,ne anlar denizden"
Girsen bu seferde girdiğin mayoyla dalga geçer ya da en komiği " sen bakma bunların kapalı olduğuna bak nasıl giriyor denize"
Hani dediğim gibi derdi başörtüsü vs değil.Derdi din ile dindar ile.
Neyse bu konular çok su götürür.Benimde zaten sinirlerim hafiften ayaklanmaya başladı.
Elbet bir gün öleceğiz ve herkes fikrinden dolayı hesaba çekilecek.Ne mutlu ki hesaba çekilirken herkes birbirini görebilecek.
İşte o zaman çok gülcez be ya :))

26 Kasım 2007 Pazartesi

ve diğerleri



Tatlılardan biri cevizli havuç tatlısı yada diğer adıyla cezerye.Havucunu rendelemek ve kavurmak zaman alıyor.En son petibör,ceviz karıştırıp şekil verip hindistan cevize buluyorsunuz.





Elmalı turtayı çok severim ama üstüne hamur rendeleme olayı beni bitiriyor.Birde o hamuru donduracaksınız tabi.Tariflerde hamurun yarısını dondurun diyor ben yarısındanda az alıp donduruyorum rasimdende anlaşılacağı gibi üstünü kapladı.Aslında kaplamaması lazım.Ara ara fındık serpmii gibi olması gerek.Benimki böyle oluyor ne yapayım :)







Patates salatasını arkadaşım Kezban gelirken getirdi.Annesi patates salatası ile ünlü :)
















Ve amerikan salata.


İkramım az ve öz oldu ama ikramları yerken ki sohbet bütün yorgunluğa değdi :)



En son, gün biterken aşkımla haftanın kritiğini yaptık ve yeni hafta için hazırlığa başlayıp bir pazar gününü daha bitirdik...

BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK :)

Evet ilk toplu misafirlerimi ağırladım.Güzel bir duygu :) Kendi evinde,samimi arkadaşlarınla,keyifli bir sohbet eşliğinde,severek yaptığın ikramlarla geçen bir pazar günü.Benim için bereketli bir haftasonu oldu.
Cumartesi saat 4 gibi işten eve gittim.Aşkımla yemeğimizi yedik ve işe koyulduk.Yardımları olmasa imkan yok ben işleri yetiştiremezdim.
Allah razı olsun ben gelmeden alışverişi yapmıştı zaten.Alışverişi benden daha iyi yaptığı için :( Temizlik,tatlıları hazırlama vs derken kafamı yastığa koyduğumda saat biri geçiyordu.


Pazar günü erken kalkıp kalan hazırlıkları yaptım.Ve arkadaşlarım tek tek gelmeye başladı.Toplam 1 fire 5 kişiydik.

Kızlar hepinize teşekkür ederim :)
YAPMAYA ÇALIŞTIKLARIM :)


AÇMA:Yapmak için can attığım hamur işlerindendi evlenmeden önce.Bir nevi fantezi:) Mayasını tutturmak zor diye düşünürdüm.
Neyse ki düşürebiliyorum artık.Pazar günü kocamla kahvaltımızda en çok yediğimiz hamurişi oldu.






6.Element : Milföy :)
Çalışan ya da bebekli hanımların kurtarıcı hamuru.Ve de tembel kadınların :)))
Milföyü sade bile yiyebilirim pişince.Çok severim.Ablam genelde içine sosis koyduğu için yiyemezdim milföyü.Kendimde yapmazdım üşengeçlikten.Ama şimdi doya doya yapıp yiyoruz.İkinci tuzlum peynirli milföydü.








24 Kasım 2007 Cumartesi

ÇOK İŞİM VAR ÇOK

Ben cumartesi günleri tam gün çalışıyorum.Evlendikten sonra zor oluyor gerçi.Hoş çözüm arayışları içindeyim.
Yarın ilk misafir grubumu ağırlayacağım.Liseden arkadaşlarım.Bizim grubu sadece.İki haftadır menü bulmaya çalışıyorum.Kafam hep onunla meşgul.
Bugün işlerimi hallettim.Erken eve kaçmak istiyorum bakalım becerebilecekmiyim.
Ev temizlenecek.Tatlıları yapıcam bugünden.Yarın sadece tuzlular kalsın.
Misafirlikte misafir otururken mutfakta uğraşılmasını sevmiyorum.Bu yüzden herşeyi hazırlayıp,arkadaşlarla oturup hasbihal etmek niyetindeyim.Zaten günler kısa.Saat beşte akşam oluyor.Neyse inşaallah güzel geçer.
Dün kuzenime gittik ziyarete.Güzeldi.Sonradan ablam,annem,babam geldi yanımıza.Sohbet keyifliydi.Evin yeni bebişi yemekte bizi biraz korkuttu ama maşallah uslu bir çocuk,annesini yordu biraz okadar.
Dün ayrıca düğün resimlerimizi aldık.Hoşuma gittiler :) Güzel çıkmışız.Tekrar o güne gittik kocamla.Resim böyle birşey iste.Seni o güne götürüyor.İyi ya da kötü.
Neyse.Aklım evde,menüde :)
Bereketli bir hafta sonu geçiririz inş.

23 Kasım 2007 Cuma

BİR KAÇ DİP NOT


Erkekler çok görseldir.
Bazı kadınlar sadece eşleri için yaratılan güzelliklerini acımasızca harcıyorlar.
Sadece erkeklere değil,diğer kadınlara da kötülük yapıyorlar.
Bir kadına kendisinden daha güzel bir kadının varlığını göstermek,böylece ona çirkin olduğunu hissettirmek,büyük kötülüktür.
Güzellik,estetik anlayışına göre izafidir.
Yaratıcı kaderlerini birleştireceği insanları birbirlerine güzel gösterir.
Doğal süreci bozmaya çalışanlar toplumsal cinnetin en büyük nedenini oluştururlar.
Yanılmayalım:Yabancı bir karşı cinsteki bedensel estetik,sefkatli,fedakar ve sevgi dolu kendi eşinizdeki ruhsal estetikle kıyas edilemeyecek kadar küçüktür.
Hz.Eyyub (a.s.) on yıldan uzun süren hastalığına yakalandığında eşi Rahmet'ten başka herkes onu terk etmişti.
On yılını size feda eden varken,on dakika içinde sizi terk edecek olanları nasıl arzulamaya devam edersiniz ???


Muhammed Bozdağ'ı okuyorum.Kitabı mart 2002'de almışım tekrar okuyorum.e malum aradan 5 sene geçmiş.Hatırlamak lazım.Yukarıda yazdığım cümleler kitaptan.Eşimle akşamları kitap okuyoruz sıklıkla.Tv olmadığı için sakin sakin,anlaya anlaya,koşturmadan,sindire sindire.Benim okuduğum kitapları eşim okuduğunda,karşılıklı konuyu muzakereye başladığımız anda çoğu kitapla alakalı hiçbirşey hatırlamadığımı düşündüm.Ve bu düşünceyle başladığım tekrar kitaplardan Bozdağ'ın kitabı.
Yazdığım cümleler dipnottan.Ama gönlüm elvermedi orda saklı tutmaya.Not aldım gerçi ama sanal alemime de alayım notumu diye düşündüm :)
En hoşuma giden cümle ise doğal süreci bozmaya çalışanlar toplumsal cinnetin en büyük sebebidir diyorya hakikaten kadınlar anlayışsızca,karşıdakini düşünmeden teşhirci duygularla giyinip kuşandığı,konuştuğu,hareket ettiği,yaşadığı zaman,öyle duyguları olmayan,saf,kendi dünyalarında yaşayan,güvensiz,bilgisiz hemcinslerine karşı - eşleri üzerinden - haksızlık yapıyorlar ve toplumsal cinnete ufaktan bir ateş yakıyorlar.
Bende çalışan bir bayan olduğum için bu konuda titizlenirim.
Ve tabi ki kul hakkı herşeyden önce.Allah farkında olmadan işlenen hataları bağışlasın.Amin.
Dün yazmayı unuttum.Kapımızın önünde 2 tane bayan saçsaça başbaşa kavga ettiler.İzlerken çok üzüldüm.Galiz küfürler savuruyorlardı birbirlerine.İşin kötü tarafı yanlarındaki kızlarıda kavganın içindeydi.İzlerken kadınların kendilerini neden bu kadar düşürdüklerini,rezil ettiklerini düşünerek üzüldüm.İlk defa bir kadın kavgası görmüştüm.Allah kadınları o hale düşürmekten muhafaza buyursun.
Bu akşam annemlere doğru yolcuyuz.Giderkende düğün resimlerimizi alacağız.Çok merak ediyorum resimleri :) İnş bir aksilik olmaz.
Neyse bugünlük bu kadar.İnşallah güzel bir akşam geçiririz.

22 Kasım 2007 Perşembe

GAZETE OKUMA İŞKENCEM

Bugün çok hareketli bir gündü.Daha yeni sakinledi.
Fırsat bu diyerek gazetelerimi okudum.Benim okuma sıram hep aynıdır.Hiç değişmez.Başaklıktan mıdır nedir :) sıra hep aynı.
  • İlk Zaman gazetesini okurum.Orda M.Nedim Hazar'ı kaçırmam.Nihal Bengisu Karaca (bazen çok karmaşık yazıyor) Ve tekrar başlayan İskender Pala hocamızı.
  • Sırada Yenişafak gazetesi olur mutlaka.Orda da salı ve perşembe günleri Fatma k.Barbarosoğlu yazıyor.Kaçırmam.Fehmi Koru ve takma ismiyle yazdığı Taha Kıvanç'ı sararsa okurum.Mesela bugünlerde Özdemir İnce'yle takışıyor.
  • Üçüncü gazete Akşam.Engin Ardıç bende bir fenomen.Adama kahkahalarla gülüyorum.Küfürbaz,terbiyesiz,komik ama çok akıllı biri.Oray Eğin ikinci sırada.Oray yeni yetmelerden ama çok kuvvetli bir kalemi var.Hıncal Uluç onun için züccaciye dükkanına fil gibi giriyor diyor yazıları için.Doğru bir tespit.Hergün birine bindirir Oray.Bazende büfeci islam adıyla dincilere.Biraz kenar takılıyor :) Ben konuşmasını hiç duymamıştım bir kere yarışmada duydum ve yıkıldım.Amerikan aksanlı zengin fırlatmalar gibiydi.Ama diyorumya kafası çalışıyor ve korkusuzca saldırıyor hemde isim veriyor.En sevdiğim yönü de o zaten.
  • Dördüncü sırada Sabah var.Orda da Nazlı ılıcak ile Emre Aköz.Emre Aköz'e başlayalı bir yıl olmadı.Önceden hiç bakmazdım ve çok şey kaçırmışım gerçekten.Adamın eğitimi,birikimi herşeyi gösteriyor.meseleleri çözmüş,rahat bir kafa var adamda.Gerçi Oray ona yalaka diyor ama:) Tabi ki en sona bizimcity :)
  • Beşinci sırada Hürriyet var.Çirkef Hürriyet.Bana bu gazete bu ismi çağırıştıryor.Gerek yalan haberleri (özellikle dine ve dindara saldıran),gerek çirkef yazarları bende kötü bir etki yaratıyor.Okumuş olmak,ötekiler ne zırvalamış bakalım demek için okuyorum bu gazeteyi.Bazen midem kaldırmıyor doğrusunu söylemek gerekirse :( Hele o yorum yapan okurları yokmu.Onları ayrı bir gün özel yazacağım.
  • Altıncı sırada Star var.Orda sadece Ahmet Kekeç'i okur ve çıkarım.O da genellikle Ertuğrul Özkök'e bindirir :) Kekeç'de çok bilgili biri.Akıcı bir yazı üslübü var.Kitap yazmış alıcam inş.
  • Vatan gazetesinde Tuğçe Baran'ı okurum.Çok harbi bir kadın,kafalı yani hemde sarışın :)
  • En son Radikal.Perihan Mağden ve Nuray Mert'i yazdıkları konular sararsa okurum.Geçen Oray Mağden'e b.k attı ama Mağden yemedi.Mağden ile Nuray Mert'te takıştılar bir ara.Mağden çirkefleşince Nuray Mert bıraktı.(Nuray Mert'i çok severim.Çok dobra bir kadın.Trabzonluymuş.Hiç şaşırmadım.Birkere CnnTürk'te kadın&erkek konulu bir programda Cüneyt Özdemir'e laf arasında "ez beni ez,üzerimde gez böyle bir düşünce olamaz" demişti.Cüneyt şokta,ben yerlerde :))))
  • Milliyet'i sadece başlıklarına bakıp Can Dündar var ise okuyorum.Bazen Çetin Altan sararsa.Pazarları İlber Ortaylı hocaya göz atıyorum.Oda ayrı bir yazı konusu olsun:)Mehmet Barlas hem Hürriyet hemde Milliyet'te linki var ama normalde Posta da yazıyor.Oda güzeldir.Akıllı bir liberal.Zaten lakabı liboşmuş :(
  • veee Ayça Şen.Tek kelime ile benim çatlak yazarım :) yok böyle bir kadın onu okurken protest bir hava beni etkisi altına alıyor.Cumartesileri Radikal'de yazıyor.Oğlu Memo ile olan anıları.Beni öldürüyor gülmekten :)

Evet gazete serüvenim bitiyor ama tabi bende internette sürtecek hal ve de vakit bırakmıyor.Gözlerim yaşarmaya ve başım ağrımaya başlamadan hemen kapatıp zulamda olan kek pasta kurabiye ne varsa açık çay eşliğinde yerken pencereden birbirlerini öldürmeye çalışan öğrencileri - bir ilköğretimin yanında işim- izliyorum gülerek:) Aa bu arada ben çalışıyorum :) Tabi bunları işlerimi aksatmadan yapıyorum.Gerçi bazen içimden diyorum "bi gazete okutmadınız" diye.Sonra kendime geliyorum ve eleman olduğum aklıma geliyor :)

Bugün de bitti.Kasım ayını da yiyoruz tek tek.Allah bereketli bir ömür versin.Günler herhalükarda geçiyor.Yazarken düşündüm meğer anlatacak ne çok mevzuu varmış aklımda.Kum gibi kummm :)

21 Kasım 2007 Çarşamba

ASPİRİN ALİ RIZA


Aşcımız sabah rahatsızlandığı için evine bıraktık.E tabi haliyle yemek vazifesi muhteşem Ali'ye düştü.Tek menüsü fırında tavuktur.Benimde tavukla hukukum pek iyi değil:)
Hazır çorba benden,tavuk ve pilav Ali'den.
Sağolsun aspirin gibi adam.Heryere,herşeye koşuyor ve hakkından da geliyor.Allah razı olsun.Çok severim.
İlk başladığımda bu işe,bana o göstermişti herşeyi.Ozaman anladım ben bu adamla iyi geçincem.2 yılım bitti burda.Ali olmasa belki bu kadar güzel geçmezdi.
Ali Ali diyorum ama bu benim densizliğim.Ali benden yaklaşık 8 yaş büyük.Ali abi demem lazım.Ama benim abla ve abi takılarına alerjim olduğu için ağzım bir türlü alışmadı.
Gelelim acemi blogger olayıma.
Deminden beri site clockstan saat koymaya çalışıyorum bloga.Olmadı.Benide ateş bastı.Yavaştan ağzımı bozmaya başlıyordum ki ingilizce bilmediğim için bunun normal olabileceği aklıma geldi :)
E tabi herşeyi er ya da geç halletmem bir zorunluluk bünyem için.Halledemediğim de kaşıntı basıyor,gözüm seğiriyor,ağlamak istiyorum:)
Azmettim bu site coşacak :)
ver coşkuyu ver coşkuyu :)))
Evet gidip aç karnımı doyurayım.Acıkmadım öyle çok aslında.Hoş ben ne zaman çok acıktım ki zaten :) Her zaman acıkmadan çöktüm sofraya.Neyse bu mevzuu sonraya.

20 Kasım 2007 Salı

İKİNCİ EL ERKEKLER

CAN DÜNDAR'IN MİLLİYET GAZETESİNDEKİ YAZISINI ALDIM BURAYA.BU ADAMIN KENDİSİNİ SEVMEM AMA YAZILARINA BAYILIYORUM ÖZELLİKLE İLİŞKİLERLE İLGİLİ OLANLARINA.BİRAZ UZUN AMA DEĞER :)

Pop şarkıcısı Pınar Aylin, Kelebek'te diyor ki: "İnsan ilişkileri sahte... Etrafıma bakıyorum; genç kızlardan biz yaşta kadınlara kadar herkes, gerçeğini bulamamaktan şikâyetçi... Annelerimizin zamanındaki ilişkiler mumla aranır hale geldi. Adam gibi adam istiyorum, ama zor; bunu da biliyorum. Çünkü benim dengim, 40 yaş grubudur. E o yaştaki 'adam gibi adamlar'ın çoğu evli... Bir arkadaşım 'Artık ikinci elleri bekleyeceğiz' demişti. Doğru!"* * *Ananevi erkekler, "İlle de sıfır kilometre olsun" takıntısındayken, 40 yaş grubu kadınlarda "artık" ikinci ele talep oluşması ilginç...Daha da ilginci, Pınar Aylin'in aynı röportajda, boşanmak için gün saydığını söylemesi...Yani bir "ikinci el" de kendisi çıkarmak üzere...Böyle bakınca, herkesin bir yandan kendisininkini elden çıkarmaya çalışırken, öte yandan da öbürlerininkine göz attığı, bereketli bir ikinci el araba pazarına benziyor ilişkiler...Üstelik bazıları sadece göz atmıyor, göz koyuyor da...Yakında "Arkadaş arıyorum" sitelerinde şöyle ilanlar okuyacağız:"Bayandan... az kullanılmış, yıpranmamış... takasta kullanılabilir."* * *Ne oldu da ilişkiler böyle piyasaya düştü, "sahte"leşti?Neden kadınlar "adam gibi adam" bulamamaktan dertli?Annelerimizin zamanındaki ilişkiler nereye gitti?"Artık domatesin bile hakikisi bulunmuyor" demek kolay...Ama işin daha derin boyutları var.Geçenlerde Van'da dinlediğim bir öyküyü yazmıştım:Köyün en güzel kızı, daha bahçe çitinden ötesini tanımadan çirkin bir delikanlıya kaçmış. Dağın öbür yamacındaki köye gitmişler. Orada yakışıklı oğlanlarla evli kızlar "Niye bu çirkine kaçtın" diye sorunca boyun bükmüş bizimki:"Dünyanın bu kadar büyük olduğunu bilsem, buna kaçar mıydım hiç..."* * *Çağımız kadını, dünyanın büyüklüğünü fark ediyor giderek... Bir önceki kuşağa göre, erkeklerle daha fazla karşılaşıyor."Annelerimiz gibi" evlendirildiği erkeğe mahkûm değil artık... Seçenekleri artıyor.Eskisi gibi boyun eğmiyor; itiraz ediyor; beğendiğini de beğenmediğini de söylemekten çekinmiyor. Yeni kadının meydan okuyuşu, asırlık iktidarını kaybeden erkeği ürkütüyor. Erkek, ne istediğini bilen, cesur kadın karşısında nasıl tavır alacağını bilemiyor. Sahteleşiyor.Öte yandan, iş dünyasındaki rekabete, eş dünyasındaki rekabet ekleniyor.Kentli kadın, ayakları üzerinde durabildikçe yoruluyor, bağımsızlaştıkça yalnızlaşıyor.Sonunda bazıları, Pınar Aylin'in dediği gibi, "ne kadar güçlü olsa da, erkeğin varlığını hissetmek istiyor."Hatta bazen, annesinin dönemindeki rol dağılımını özlemeye başlıyor.* * *Aylin de o rol dağılımı uğruna "mesleğinin zirvesindeyken evliliği seçmiş. Gözü başka bir şey görmemiş."Hata da burada işte...Kadının erkek için kendinden vazgeçmesi, kendisini mutsuz ettiği gibi, ona "mesleğinin zirvesindeyken" âşık olmuş erkeği de soğutuyor."Annelerimiz" için aşk, bir elmanın iki yarısı olabilmekti.Artık kimse yarım kalmak istemiyor.Gün, kendi başına tam elma olmayı başarabilenlerin, aynı dalda yan yana durabilmesinin günüdür.

19 Kasım 2007 Pazartesi

PAZAR SENDROMU

Yeni bir hafta.
Yeni bir gün.
Bende pazartesi sendromu olmaz.Bende genellikle pazar sendromu olur.
Ertesi gün iş olduğu için.Önceden de okul olduğu içindi.
En çok cumartesileri severim.Önemli olan ertesi günün tatil olması.Birde benim gibi cumartesi günleri tam gün çalışıyorsanız tatiller daha bir anlamlı oluyor.
İstanbul gene isli puslu.Yağmuru sevmem.Islaklığı,soğuğu.Sıcak odada pencereden izlemek hariç.Ben genelde pencerelerden değilde olayın içinde yaşadığım için yağmuru ve soğuğu :(
Blog yeni.Ben acemi.Bu yüzden şimdilik ne yemek ne de başka birşeyle ilgili hiçbir bilgi bulamayacaksınız :) Kendim öğreneyim bir.Yazmak kalsın şimdilik.Biraz günlük havasında olacak benim blogum.
Evet şimdi işlerimi toparlayıp gazetelerimin başına çökerim bir bardak açık çayımla.
Günlük okuduğum,takip ettiğim köşe yazarlarım var.Arada alıntı yapıp kopyalarım buraya.Onları okumadığım zaman birşeyler eksik gibi.Gerçi vaktimi alıyor ama.
Evde tv olmadığından gazete de okumayınca kendimi herşeyden soyutlanmış gibi hissediyorum.
Neyse...
Bugünlük bu kadar.Blog sahibi olmak çok güzel bir duygu :) Sayfayı açtığımda yüzüm gülüyor.Bütün dertlerimi unutuyorum.

17 Kasım 2007 Cumartesi

GİZEMLİ TAKILMAYALIM DİMİ AMA :)


Evlendiğimden beri müsait olduğum her vakitte yemek bloglarını ziyaret ederim.Beğendiğim blog sahiplerini görmek isterdim ama maalesef resimlerine ulaşamazdım.O günlerden kalma eğer bende bir gün blog oluşturursam resmimi koyarım gizemli takılmam demiştim.
Hoş blog adresimden belli.Bende herşey şeffaf :)
Gerçi çok zor oldu buraya resim koyma işi ama değdi.Bu resim; üniversiteden arkadaşlarımla Fethipaşa'bir kahvaltı sabahından.Daha ozaman evli değildim nişanlıydım.Bu kahvaltıdan çıkıp aşkımla buluşmuştum ve arkadaşlarım beni tefe koymuşlardı erken kaçtım diye:)bu resimle şimdiki halim farklı biraz.Artı 2 kg -hadi dürüst olalım 3 kg -ve değişmiş gözlüklerle yeni halim biraz farklı.Yeni bir fotograf makinem ve bilgisayarım olduğunda güncellerim artık.

BAŞLANGIÇ

Bloglar arasında gezerken artık benimde bir blogum olsun dedim-her ne kadar yemekden de ev işlerinden de anlamasamda- ve bastım linke :)
haydi BİSMİLLAH....