9 Haziran 2009 Salı

DEVRİM ARABALARI

Dün nihayet izledik.
Ben filmin başlarında üzüleceğimi anladım.
Böyle biraz vatan millet duygularımı okşayacak filmlerde inanılmaz hassas oluyorum.
Sanki o yapılan arabalar bir anlık aptallığa kurban gitmese türkiye çok farklı olacakmış gibi geliyor.
Aslında değil.
Herşey olması gerektiği için olduğu lafını duyduğumda biraz rahatlamıştım.
Cemal gürsel bir anlık sinirlerine ya da bozulmasına yenik düşmeseydi şu an sanayi devi mi olacaktık?
Bilmem.
Ama film gerçek hikaye olduğu için insanın içi burkuluyor.
O kadar mühendis işi gücü bırakıp bazısı yurt dışından görevlerini bırakıp geliyorlar ve çoğu daha araba kullanmayı bilmiyor.
Sonuçta 2 tane tamamen yerli bir türk otomobili yapılıyor.
Trende olası bir kaza olmaması için çok fazla benzin koyulmuyor.
Telaştan ! benzin ikmali unutuluyor ve o tantanalı kalabalıkta devrim duruyor.
-ne oldu?
-Benzin bitti paşam.
Diğer arabaya biniyor paşa ve o araba bütün güzergahı sorunsuz bitiriyor ama devrimin sonu hurdaya çıkmaktan kurtulamıyor :((
Tipik türk kösteklemeleri.
Biz yaparız gazı ama arkadan bizden adam olmaz abi kafası.
Film bittiğinde ben biraz anlamadım.
Kocaya diyorum ki:
-e yürümüş işte araba ? benzin olmadığından olduğu anlaşılmış,sorun ne ki?
Bu soruyu bayağı bir sordum.
O da güldü.
***
Amaaan.
bazen bizim milletten nefret ediyorum.
Bazen de çok gülüyorum tam bize göre bir hareket diyorum tam bize göre bir duruş vs.
Hayvan hastanesini kurban keserek açmak :)
Yabancıyı kazıklamak,bilmediğin kavgayı aralamak için girip bıçaklanıp ölmek.
Kız çıcuklarını okutmamak,fellik fellik kadın doktor aramak.
Zaten türk milletinin burcu akrep.
Sevdiğini öldüresiye sevmek.nefret ettiğine hayatı dar etmek.
Bir o kadar da duygusal.
Vatan millet sakarya.bacım anam edebiyatı.bitti tamam.
bütün dertler tasalar bitti.
Etrafı düşmanlarla çevrili yalnız ve ürkek sahtekar ülkem :))
Gene de seviyorum seni ulan :)

Hiç yorum yok: