19 Mayıs 2008 Pazartesi

MÜZELER HAFTASI MÜNASEBETİYLE...

Bu hafta müzeler haftası olduğundan,
kocamla gezmediğimiz tek dolmabahçe ve yıldız sarayı kalmıştı,
hadi dedik yıldız sarayına gidelim.
Dolmabahçenin kalabalık olacağını düşündük hemde ücretliydi zaten.
Ben ne kadar öğrenci olsamda kocaya kelle parası düşüyordu.
zaten kısıtlı bütçe :)
Kırdık rotayı yıldız a.
Aman da aman çok nazik karşılıyorlar bizi.
Hani demesek biz sarayı gezicez niye geldiniz der gibi bakıyordu kapıdaki güvenlik-memur karışımı insan.
Neyse beylerbeyi sarayındaki gibi rehber eşliğinde gruplar halinde değil,kendi başına yazıları okuya okuya geziyorsun.
Zaten en sinir olduğum olay.
Sarayları müze olarak değil gerçekten dayalı döşeli saray olarak gezmek istiyorum.
yazdıkları açıklamalar çok eksik.
Mesela "mermer vazo"
Ya bende anlıyorum onun mermerden mütevellit bir vazo olduğunu benim istediğim ;
kim yapmış,kimden hediye gelmiş,kimler kullanmış,nerde duruyormuş,içine ne konurmuş,özel bir hikayesi varmı vs
Maalesef çoğu müzelerimizde böyle.
İnsan bir müddet sonra sıkılmaya başlıyor.
Elmas vazoda aynı görünüyor mermer vazoda.
Amaa sonra bir memuru kıstırdık sorular sorduk.Adam baktı biz meraklıyız bizi ayrı bir muameleye tabi tuttu vee:
"durun size hamam odasını açayım,bekleyin sizi tiyatroya çıkarayım"
bir yandan kocayla ben hem şaşırdık hem de acaba bir iş mi var diye de düşünüyoruz :)
Ama Allah razı olsun memur amcamızdan kendisi bize çok güzellik yaptı.
Zaten II.Abdülhamit'e ilgim var onun kaldığı sarayı gezmek hele ki özel yerlerini benim için çok anlamlıydı.
Liseyide Mimar Sinan 'nın yaptığı bir külliyede okuduğum için eski taş eserler beni çok etkiliyor.
Taş merdivenler,avlular.
Başka bir huzur veriyor bana.
Yeni yapılan camilerde zerre hissetmediğim huzuru o eski yapılarda hissediyorum.
Allah bozmasın.
Ordan sultanahmete geçtik.
Aman Allahım.
Ana baba günü lafı az bile.
Ayasofya girişi kilitti.
Topkapıyı merak bile etmedik :) çünkü böyle olaylarda insanların ilk akın ettiği yer ayasofya ve topkapı.
Neyse güzergah yine topkapıdan aşağıya caferağa medresesi idi.
Hem yorulduk bir çay içmek hemde harika,huzurlu bahçesinde bir soluk almak için.
Detayları sonra yazıcam.
Fazla kendimizi bırakmadan eve yollandık.
Evde de yemeğimizi yaptık ve yorgunluk çayımızla "yumurta" filmini izledik.
Yumurta filmi çok sanatsaldı ve biz kendimizi fazla kasmadık anlamak için :))))
Güzel bir hafta sonu idi.
Şu sınavlarımı vereyim bir.
İpini koparan dana gibi saldırıcam her şeye ve her yere :)))

Hiç yorum yok: