21 Haziran 2012 Perşembe

NE BİLEYİM

Bu ev 35 yıllık.
5 kat merdiven çıkıyorsun,3. katta baldırların titremeye başlıyor.
Öteki  düz ayak tek merdivendi.ama ümraniyedeydi.
Burda tuvalet banyo eski,boyası eski yani saten boya değil klasik boya.
Kapılar eski banyo ve tuvalet bayağı perişan.
mutfak dolapları eski model,kelebekler var hala içinde.
yerler laminant değil kötü gri mineflo.
öteki eve göre o kadar eksiği varki.
düşündüm...
o eksikler aslında 5 yılın alıştığım lüksü.
banyo tavana kadar fayans değil,ama yıkanınca temiz duruyor mu tamam.sıcak suyu akıyor,kokmuyor,akmıyor.
mutfak fiyakalı değil.
salon vs .
kısaca fiyakası yok,kapı pencere yenilenmemiş.
amaaaa manzarası var.
sabah tuvalete giderken karşımda masmavi bir deniz upuzun serilmiş ,parlak güneş.
lüksü yok evin ama manevi lüksü çok.
3 dk da ablamda çaydayım.
anne gel dediğimde pazara uğrayıp en fazla yarım saate gelir dolana dolana.
eve giderken kardeşim uğruyor.
işim çıktı feroyu ablama bırakıp işimi hallediyorum.
canımız sıkıldı al kızı omzuna yallah beylerbeyine in.iç sigaranı salla kızı salıncakta çık evine geri,demle çayını iç.
banyo tavana kadar fayans olsa bu rahatlık olmayacaktı,kapılar amerikandı orda ama amerikalardaydım sanki.
tarihi geçmiş margarin, çikolata sosu atmak çok burkuyor insanı.
burda yetmiyor çarliston, domates.
kız bile değişti 2 haftada.dili açıldı daha mutlu daha konuşkan daha kudurgan.
canım sıkıldığında iki çift laf edeceğim insanlar 2 dk uzaklığımda ve bu insana huzur veriyor.
yeni bina ve yeni dairede bu huzur olmayınca heryer dört duvar.
mutluluğun paylaşmakta.
mutfağım eski ama misafirlerime ikramı daha bir yenilenmiş duyguyla hazırlıyorum.o eskilik gözüme görünmüyor.
mutluluğum herşeyden daha önemli.
gurbette ölen şehit hükmünde.
gurbet uzaklık demek,görüşememek,gelenin gidenin olmaması demek.
zor bir şey ki ucunda şehitlik var.
paylaşmak,birlikte yürümek,kalabalık sofralar,çocuk çığırtıları arasında çay içmek bunlar yaşadığının anlamı,yanlız olmadığının.
ömür yalnız da geçiyor sevdiklerinle beraberken de.
her anını dolu,bereketli,anlamlı,mutlu geçirmek çok önemli.
en önemli şey hatta.
fiyakalı evde oturucam diye bunlardan feragat etmenin anlamı yok.
güzellikler bile şahit istiyor.
evin güzel, gelen gören olmayınca al sok biryerine.
evin eski ama sohbetin canlıysa,yenileniyorsan her misafirin geldiğinde.
O masmavi denizin üstünden ağır ağır geçiyorsa gemiler,martılar sen risale okurken cama kadar geliyorsa,havai fişekleri ışığı kapatıp kızını kucağına alıp kocayı öperek izliyorsan.
kapı çaldığında komşun "ne yapıyorsun,gelsene çay içelim" diyorsa teklifsiz.
ablan akşama çaya gelin tatlım var diyorsa.
pazara giderken komşun fazla pazar arabasını veriiyorsa,
ne bileyim daha ne arasın insanoğlu sağlık sıhhatten başka.

Hiç yorum yok: