31 Aralık 2011 Cumartesi

ORTAYA KARIŞIK

Namaz kılmadığım zamanlarda fero uyurken okuduğum yazarların köşe yazılarını bitiriyorum tek tek.biriktiği için.
Dün mutlu tönbekici yi bitirdim,meme kanseri olmuş,rabbim şifa versin.
Bugün nihal bengisuyu okudum,cübbeli ve akp cemaat yazısı güzeldi.
Şimdi de fatma barbarosoğlunu okudum.
Bir yazısı harikaydı.
"sen dert dinliyorsun kızım,zamane kızları dert dinlemiyor"
Hakikaten bende de bir ara o tirip vardı.
Aman 30uma geldim artık canımı sıkan herşeyi herkesi sepetliycem diye.
Ne kadar yanlış bir düşünce.
ama şu da var.Bazen arkadaş açıyor telefonu ,anlatıyor da anlatıyor bokunu püsürüğünü.
Sıra sana gelince ya şarj bitiyor ya iş çıkıyor.
İyi tamam olayım dert ortağın ama sen de boşaltma içini dışını karşındakine.İnsanların zaten dertleri başını aşmış.
Kimse kendi sıkıntısına bile güç yetiremiyor bir de sen doldurma .
Hem ne biliyorsun onun seni nasıl dinlediğini.
Ben bazen o kadar kendimi kaptırıyorum ki,o derdini unutuyor ben onun derdiyle şeker hastası oluyorum.
Denge işte.gözünü sevdiğimin dengesi.
Ben herkese herşeyin anlatılması taraftarı değilim zaten.Birkere birikimi beni tatmin etmeli,çözüm sunan yapıda olmalı,beni gazlayan değil gazımı alan bir yapıda olmalı.en önemlisi dindar olmalı ki ben ona itibar edeyim.
Ama burada biraz yanlız kaldığımdan arkadaşlık,akrabalık,kime nereye kadar sabredicen,kimi taşımak zorundasın yada değilsin daha iyi tartabiliyorum.
Bir kere şu önemli.herkes dört dörtlük değil.
İnsanları hatalarından dolayı yokluğa mahkum ederseniz,yeryüzünde kabulleneceğiniz insan kalmaz,yapayalnız bilmiş bilmiş oturursunuz evinizde.
Fatma hanım twitte de dokunmuş,bilmem kaç kişi arkadaşı varmmış birinin O da diyor ki "hasta olduğunda çorba pişirecek kaç arkadaşı,komşusu varmış"
Mühür gibi cümle valla.
Bir kuran okutsam gelecek kaç kişi var,o kadar komşuyum işte.

Hiç yorum yok: