7 Nisan 2009 Salı

HAYDİ KIZLAR EVE,BEŞİK SALLAMAYA :)

"Ben başörtülü kızların üniversiteye alın-mamasından çok memnunum" diyordu hatırlı kişi,

"...Annelik potansiyeli olan genç kızlarımızın ne işi var zaten orada..." mealinde cümlelerle tamamlıyordu görüşünü.
Bu yaklaşım, epeydir malum olanın ilamıdır.
Şahıs sadece dile getiriyor ve vehm mi, gerçek mi olduğunu ayırt edemediğimiz bir noktada bizi aydınlatıyor, acı gerçekle yüzleşme fırsatı veriyor.
Nedir o ? Nasıl ki, dışarıdan pek medeni, az kazıyınca aslında kadınları hiç sevmediği anlaşılan sözde modern adamların çoğu için "konuşan et"ten ibaretsin; pek güvendiğin, bir mağduriyeti ve inancı paylaşıyor olmaya çok anlam yüklediğin mütedeyyin erkekler açısından da aslında, çoğunlukla, sadece "anne"den mürekkepsin.
Bir nevi "çocuksal fırlangaç".
Özel okul masraflarıydı, şuydu buydu gibi durumlar gereği, artık öyle dizi dizi doğurman filan beklenmiyor, ama anlamın yine de "anne"lile kaim .

Beşiği sallayan el dünyaya hükmeder.
İyi eğitim al ki, iyi salla beşiği.
Ve madem artık alamıyorsun eğitimi, sistem sana yasakladı bu eğitimi, seni hakir gördü, o vakit dert de etme, beşik baki!
Hadi yavrum. Bakarsın cip alırım sana, olmadı tek taş. İyisi mi, bi' bebek doğur sen "bize"...

Ben dindarım diye ortaya çıkan, ama islam'ın kadınlara tanıdığı haklardan bahsedince yüzü buruşan, her ne hikmetse parayı bulur bulmaz namazı niyazı bırakıp sözkonusu dindarlığını ikinci hanımla filan "taçlandıran" erkek realitesi var bir de, ki onlar da, evliliği başörtülü kızlar için bir güvence olmaktan çıkarmış durumdalar.
Çok basit ama hayati bir ortak duygudan, gelecek kaygısı/korkusundan dolayıdır ki, biraz gözü açılmış hemen her kadın, bir meslek sahibi olmak "zorunda olduğunu" biliyor.
NİHAL BENGİSU KARACA /HABERTÜRK
***
Bu kadın neyi nasıl anlatacağını iyi biliyor :)
Hem kapalı hem iş sahibi hem okur yazar hem anne olmanın verdiği birikim,yazdıklarını dikkatle okumamı sağlıyor.

Hiç yorum yok: