26 Mart 2009 Perşembe

İKİ İTHAM ARASINDA

DİYARBAKIR’ın Ziya Gökalp Lisesi öğrencileri bir merdiven altı bulup namaz kılmışlar diye Radikal gazetesine ‘haber’ olmuşlar.(10.03.2009)
Okul müdürü Salih Tunç ise, burası eğitim yuvası.Okulda namaz kılınması mümkün mü? ‘ diyerekten hadiseyi reddetmiş, bunu yaparken de merdiven altında namaz kılmayı, merdiven altında esrar çekmekle eşdeğer bulan, ikisini de aynı derecede skandal sayan zihniyetin kodlarını teyit etmiş.
Bana sorarsanız, çoğunluğu müslüman olan bir ülkede birkaç kişinin çıkıp beş vakit namaz kılmayı emretmiş bir dinin gereğini yapması haber filan değildir.
(Bunu yaparken işlerini ya da ders saatlerini aksatmıyorlarsa, öğretmenlerin namaz kılın şeklinde bir baskısı yoksa).
Bilakis, ‘Namaz da ne, bu kelimeyi ilk kez duyuyorum, zinhar haberim yok’ diyenin durumu haberdir.
Ona bu takiyeyi yaptıran sistemin, kişileri ikiyüzlü davranmaya icbar eden yapının dayatmacı tutumudur haber analiz konusu olacak mesele.
27 Temmuz’dan beri devam eden AK Parti karşıtlığı, bu karşıtlığına temel bulabilmenin argümanlarını ‘laiklik’ten devşiriyor.
Argümanadaraldığında da, bu ülkede kendisine muhafazakar/dindar diyenlerin ‘samimiyetini’ sorgulamayı görev ediniyor.
Başörtüsünü kadını çağdışılaştırmanın, feodal ilişkilere bağımlı kılmanın; zorla evlendirilmenin, karanlık ve mutsuz bir hayatın sembolü olarak takdim etmeye çalışanlar,
‘ama bak, sevgilisi var’ deyince
‘vaay terbiyesiz, hem başını örtüyor hem erkeklerle fingirdiyor’
diyerek babaannem dönemini ortalayan tepkiler verebiliyorlar.
Muhafazakar kesim üzerinden çalınan ‘laikliğe tehdit’ çanları sustuğu an, ‘hayat tarzı’ oratoryosu başlıyor , ‘İmam Hatip’liler flört etmiyor, bara gitmiyor, normal değiller, ayyy sıkıcılar’...
Cevabın ‘yoo, bazen bizim aramızdan da flört edenler çıkıyor, iyi yemeyi, iyi gezmeyi, hayatı dolu dolu yaşamayı isteyenler oluyor’ olması ihtimalinde de
Bu karşı atak geliyor: ‘Ne biçim dindarlıkmış o?!’
Ağızdaki bakla büklüm büklüm dışarı fırlıyor sonra:
Doğru dürüst dindar da olamadığınıza göre, demek ki samimi de değilsiniz.
Ondan sonra gelsin ‘Bu adamların tek takıntısı siyasi sembol üretmek, bu adamların tek niyeti rejimi değiştirmek!’.
Ve rejim elden gidiyor, Laiklik tehdit altında çanları yeniden çalmaya başlıyor. Alın size kısır döngü.
İKİ İTHAM ARASINDA
Sizi bilmem ama benim başım şişti.
‘Bu adamların siyasi görüşlerini de dini görüşlerini de hayat tarzlarını da her halükarda yıpratacağız’ kararı vermiş olan medyatik taarruzun insaniyet namına bir karar vermesi gerekiyor artık.
‘Bu adamları’ laikliğe karşı olduklarını varsaydığınız için mi yıpratacaksınız, yeterince dindar olmadıkları için mi?
İlk ihtimal neyse de, ikincisi için demezler mi: ‘Size ne?’
Demezler mi ‘Başımıza Cübbeli Ahmet mi kesildin?’
Demezler mi ‘Ülkede demokrasi var arkadaş, son kertede din de benim günah da benim, git işine!’
Demezler mi ‘Dinime dahleden bari müselman olsa!’

NİHAL BENGİSU KARACA/HABERTÜRK
***
Ne kadar güzel yazmış.
yalnız bu kadın neden habertürk te onu anlamadım :(

Hiç yorum yok: