13 Kasım 2008 Perşembe

HAVA SOĞUDU

Ellerim soğuk.
Zaten ellerim ve ayaklarım hiç ısınmaz bu mevsimlerde.
El ısınmayınca yavaştan insanın içi de soğumaya başlıyor ve ufaktan hep üşüyen bir şahıs olmaya başlıyorsun.
Hasta oluyorum hiç üşümeyen yaratıklara.
Atletsiz gezenlere,tek ince çorapla kışı geçirenlere.
Bir kaç gün akşam eve giderken üşüdüm ve hemen hasta oldum.
Şurup geçirmedi antibiyotik kullanıyorum.
Ama o kıskandığım yaratıklar ceryanda da kalır,terler gezer bir halt olmaz onlara.
Zaten dediğim gibi onlar insan değil yaratık :)
O kadar da dikkat ediyorum.
Harnup pekmezim kansızlık için,akşam ya da sabah süt mutlaka-ki hiç hazzetmezdim-içiyorum,meyveyi özellikle hergün yiyoruz vs.
Hani sağlıklı yaşam adına yemediğim nane yok ve ben en ufak cızırtıda başlıyorum öksürmeye,tıksırmaya.
Tamam hamdolsun daha beteri de var.
Ama ne bileyim insan en azından müzmin bir mıymıntı olmak istemiyor.
***
Bu akşam arkadaşımla buluşcam kumpircide.
Ne zamandır buluşup konuşamadık.
İkimizin de allah vergisi bir çenesi var.
Bazen ikimiz de aynı anda konuşuyoruz :)
İki lafın belini kıralıp bakalım.
Koca da yok.Fırsat bu fırsat.
Arkadaş olmazsa olmazım.
Hele birde çocukluktan bu tarafa tanışıklık varsa tamam.
Hiç kasmadan,
lafını yüz kere düşünmeden,
ay ne düşünür hakkımda diye hiç tereddüt etmediğin,
senin her evreni bilen,birlikte yaşayan insan.
Olmadan olmuyor.
Aramadığında bir yanında hep bir eksiklik.
Aramayı düşündüğün anda çalan telefonda o vardır.
Çünkü o da seninle aynı sıkıntıyı yaşamıştır.
O kadar fıtrattan bir duygu ki peygamberin bile ebubekir i vardı.

Hiç yorum yok: